Fotoğraf sanatçısı Boris Eldagsen, birincilik ödülünü neden reddettiğini, yapay zekanın fotoğraf dünyasındaki yerine ilişkin tartışmalara neden ihtiyaç duyulduğunu ve bu alanın geleceğine ilişkin görüşlerini anlattı.
Yapay zekayla ilgili tartışmaların derinlik kazanması gerektiğini söyleyen Eldagsen, “Yapay zeka konusuna farklı perspektiflerden bakmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Sık sık yapay zeka hakkındaki tartışmaların daha çok tek boyutlu olduğunu fark ediyorum.” dedi.
Eldagsen, yapay zekanın bir sanatçı olarak kendisine büyük bir özgürlük alanı açtığını dile getirerek “Birdenbire tamamen hayal gücümle imgeler yaratabiliyorum. Teknik imkanlar dahilinde fotoğraf ya da hareketli görüntü gibi görünen bir şey üretmek hiç mümkün olmamıştı. Bir ressam ya da çizer olarak bunu daha önce yapabiliyordum. Ama çok fazla yeni araç var.” diye konuştu.
Yapay zekanın taşıdığı dezenformasyon potansiyeline ilişkin endişeli olduğunu vurgulayan Eldagsen, “Benim mesajım insanları bu konuyu sorgulamaya, daha fazla araştırmaya ve her konuda olduğu gibi bu konuda da pek çok olumlu ve pek çok olumsuz yan olduğunu görmeye teşvik etmek. Bu, insanların icat ettiği her araç için geçerlidir. Bu da olumlu yönleri kullanmak, olumsuz yönleri göz önünde bulundurmak ve sınırlar dahilinde kalması için gelişimi nasıl şekillendirebileceğinizi düşünmekle ilgilidir.” ifadesini kullandı.
Yapay zeka konusunda eğitimler veren Alman fotoğrafçı, yapay zekanın öğrenciler için yeni motivasyon sağlayabileceğini gördüğünü ancak yaratıcılık konusunun karmaşıklığının da farkında olduğunun altını çizdi.
Tartışmaların genellikle tek boyutlu olduğuna dikkati çeken Eldagsen, “Tartışmada hepimizin ortaya attığı terimlerin bir tanımı yok. Yaratıcılık nedir, zeka nedir, bilinç nedir? Ancak bunun arkasında hangi yaratıcılık biçiminin, hangi kavramın olduğu genellikle irdelenmiyor.” dedi.
YARIŞMAYA KATILMA AMACI, YAPAY ZEKANIN FOTOĞRAF ALANINDA TARTIŞILMASI
Sony Dünya Fotoğrafçılık Ödülleri yarışmasına katılma fikrini de anlatan Eldagsen, bunu yapay zeka ile fotoğraf arasındaki farkın test edilmesini istediği için yaptığını söyledi.
Eldagsen müracaatıyla yapay zekanın fotoğraf alanında tartışılmasını amaçladığını vurgulayarak “Bu bir testti. Fotoğraf yarışmalarının katılım koşullarını değiştirip değiştirmediğine bakıyordum. Kimse koşulları değiştirmemişti. Sonra kendi kendime düşündüm, bir test yapacağım ve ne kadar ilerleyebileceğimi göreceğim. Ama resimlerimden birinin finalistler arasında yer alacağını, hatta ödül kazanan olarak seçileceğini beklemiyordum. Gönderirken başka bir bilgi vermedim, aksi takdirde bu bir test olmazdı. Bu tek resim, ‘The Electrician’, üç kez finalistler arasına girdi ve bir kez seçildi.” şeklinde konuştu.
Yarışmaya gönderdiği esere fotoğraf demediğini resim ya da pantograf demeyi tercih ettiğini kaydeden Eldagsen, şöyle devam etti:
“Daha sonra seçildiğimde, onlara haber verdim. Ya beni diskalifiye etmelerini ya da devam etmek istiyorlarsa, bunun fotoğrafçılık için ne anlama geldiği ve fotoğraf gibi görünen üretilmiş görüntüler ile gerçek fotoğraf arasındaki bu ilişkinin gelecekte nasıl düzenlenebileceği hakkında bir söylem başlatmalarını önerdim. Bu yüzden organizatöre beni diskalifiye etmesini ya da bu konuda açık bir tartışma yürütmesini teklif ettim. Ödül kazananlar için yapılan basın açıklamasında, gazetecilerden yapay zeka konusunda gelen doğrudan sorulara cevap verilmedi. Bunu havada bıraktılar, yapay zeka tarafından üretilip üretilmediği sorusuna cevap vermek istemediler. Bu ödülü oluşturulmuş bir resimle kabul etmek istemedim.”
Eldagsen, konunun uluslararası basında gündem olmasının ardından fotoğrafçılıkta yapay zeka üzerine yapılan tartışmaları takip ettiğini söyledi.
Yapay zekanın kendisi için bir araç olduğunu vurgulayan Eldagsen, “Her şey olabilir. Fotoğraf için de aynı şey geçerli, çizim için de aynı şey geçerli.” dedi.
Eldagsen, 2020’den bu yana fotoğrafçılığın geleceğinin artık mecranın kendisi tarafından değil yapay zeka tarafından tanımlandığına dikkati çekerek fotoğrafçılığın birçok alanının yapay zeka ile değiştirilebileceği ve gelecekte yalnızca yapay zeka ile değiştirilemeyen katı bir alanın kalacağı uyarısında bulundu.
“SOSYAL MEDYA YAPAY ZEKA İLE FOTO MUHABİRLİĞİNİ BASKILIYOR”
Yapay zekanın fotoğrafçılığın geleceğine olan etkisine de değinen Eldagsen, foto muhabirliğinin yapay zekaya ihtiyacı bulunmadığını ancak düşük ücretlerin yanı sıra sosyal medyanın foto muhabirliği üzerinde baskı unsuru oluşturduğunu belirtti.
Herkesin çok kolay bir şekilde gerçekmiş gibi görünen görüntüler üretebileceğine ve bunları sosyal medya aracılığıyla dağıtabileceğine dikkati çeken Eldagsen, şöyle devam etti:
“Bu da sosyal medyada üretilen sahte görüntülerin toplamının önünde sonunda gerçek foto muhabirliği görüntülerinin toplamından çok çok daha fazla olacağı anlamına geliyor. Her bir birey bir görüntünün üretilmiş mi yoksa gerçek bir fotoğraf mı olduğunu nasıl ayırt edebilir? Benim cevabım; bunu yapamayacağınız yönünde. Bu da fotoğraf gibi görünen görüntülere karşı tutumumuzu değiştirmemiz gerektiği anlamına geliyor, geçmişte çoğumuz hala bunun fotoğraf olduğuna, belli bir yerde gerçekten yaşanmış bir şeyi gösterdiğine inanıyorduk. Şahsen ben tavrımı değiştirdim. Fotoğraf gibi görünen bir şeyin üretilmiş olduğunu varsayıyorum. Yanıldığım kanıtlanmadığı sürece. Ne yazık ki hepimiz bu tür görsel malzemelere karşı bu tutumu yavaş yavaş benimsemek zorunda kalacağız.”
“SEKTÖR SALDIRI ALTINDA”
Eldagsen, yapay zekanın foto muhabirliğinin yerini doldurup doldurmayacağı konusuna ilişkin ise “Bu konudaki cevabım hem evet hem hayır. Ancak foto muhabirliğinin yerinin doldurulabileceğine inanmıyorum. Sektörün saldırı altında olduğunu söyleyebilirim ama aynı zamanda demokrasilerde nasıl destekleneceğini de düşünmek gerekiyor. Evet, foto muhabirleri, basın yalnız bırakılmamalı ancak her teknik devrimde olduğu gibi, bazı mesleklere artık ihtiyaç duyulmuyor ve ortadan kalkıyor. Yeni meslekler ortaya çıkacak ve bazı iş profilleri değişecek.” diye konuştu.
Fotoğrafçılıkla uğraşanlara da yapay zeka ile ilgilenme çağrısında bulunan Eldagsen, “Bu doğrudan bir rekabet. Çoğu fotoğrafçı zaten sahip oldukları bilginin, masaya getirdiklerinin görüntü üretmek için kullanılabileceğinin farkında değil.” şeklinde konuştu.
Eldagsen, yapay zeka kullanımı ile ilgili kurallar getirilmesi hususunda da “Bence artık politikacıların anlayabileceğinden çok çok daha hızlı olan bu teknik gelişmeyi şekillendirmeye yardımcı olmak toplumun görevi. Bunu yönlendirmeye yardımcı olacak fırsatların nerede olduğunu görmek sadece politikacılara değil, aynı zamanda ilgilenen gruplara ve vatandaşlara da bağlı. Bu durdurulamayacak ve tersine çevrilemeyecek büyük bir teknolojik devrim. Ancak bunu şekillendirmeye yardımcı olabileceğimize inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Teknolojinin gelişme hızının arttığını belirten Eldagsen, ürün yelpazesinin büyümeye devam ettiğini ve her şeyi takip etmenin giderek zorlaştığını söyledi. Eldagsen, “Yapay zeka şimdi patladı ve daha da hızlı ilerliyor ve bu şekilde kalacak. Toplum ve bireyler olarak ve mesleki açıdan bununla profesyonel bir şekilde başa çıkmak zorundayız.” değerlendirmesinde bulundu.